Perşembe, Ocak 29

Huzur



Ekran başına geçtiğimde içime inanılmaz huzur veren birkaç sayfa var,en sıkıntılı anlarımda bile üzerime polarımı alıp hayatın tüm yükünü koltuğa vermek istermiş gibi yaslanıp okuduğum sayfalar bunlar.

Bir tanesinden söz etmek istiyorum. Decaf Latte..

Birkaç ay önce çok sevdiğim dostum Delfina'm sayesinde keşfettim ve o günden beri huzuruna müptelayım.Eğer amaç kaliteli zaman geçirmekse ben onun sayfasındayım.Şu birkaç ayda hayata dair,iç huzuruma dair kimseyle paylaşmadığım öyle şeyler öğrendim ki bu tıkla. Bu güzel hisler için kendimce bir teşekkür yolu bu yazım.

Sevgili Nilüfer;

Hayata baktığın pencereyi öyle seviyorum ki,karşıdan izlemek yerine senin cephenden bakmak isterdim herşeye.Seni bu huzura sahip kılan,şükretme duygunmu,birbirinden güzel miniklerinmi,her canlıya karşı bitmeyen sonsuz sevginmi yoksa gördüğüm en güzel annellik duygunmu bilemedim hiç.Ama ben çok sevdim seni ve yüreğini..

Ben her anlamda daha yolun başında hissediyorum kendimi,öğreneceğim öyle çok şey var ki,ama öğrendiklerimi harmanladığım da senin gibi olmak istiyorum.25 yaş idol seçmek için biraz geçte olsa,idolüm sensin :) Hayattaki en büyük ideali 'anne' olabilmek olan birinin idolü sen olmalısın.Bende öyle yaptım :)



Bu güzel aileye yürek dolusu sevgiler gönderiyorum,ekranın diğer tarafında olup bu kadar alışabileceğimi hiç düşünmemiştim.

Sevgiyle sarılıyorum her birinize..

Not:Delfinam güzel yüreğin hep güzellerimi çeker? :)
2.resimde gördüğünüz kil çalışmalar Nilüfer'e aittir :)

Çarşamba, Ocak 28

2012



Bu yazıyı yazmak konusunda bir süre bocalasam da içimden geldiği gibi davranmayı seçtim.Konu biraz bıçak sırtı bir konu,bu nedenle inancımı sorgulayanlar,konuyu eleştirenler olabilir,hepsine hazırım :)

Bu akşam,2012-Kıyamet Günü filmini izledim.Filmi çok iyi bulmasamda,üzerine sık sık araştırdığım ve okuduğum bir konu.Nedeni;Mayalar ve ezoterik konulara olan ilgim.

Ben şükürler olsun müslümanım ve inancımın gereklerini elimden geldiğince yerine getirmeye çalışan biriyim.Bizim dinimiz 'oku' diyor ve bende körü körüne bağlanmak yerine herşeyi okuyup,elimden geldiğince bilgi sahibi olmaya,kendi içimde sonuca ulaştırmaya çalışıyorum.

Mayalar 21 Aralık 2012 tarihinde kimine göre kıyameti kimine göre Altın Çağ'ın başlangıcını işaret ediyor.Bizim dinimizde geleceği yalnızca Yaratan bilir.Amenna.

Ancak kafama takılan bir sürü nokta var.Mesela dinimizde muhteşem bir ilim var.Ebced Hesabı.DNA'larımıza kadar her türlü bilgiyi Kuran bizlere aşikar biçimde gösteriyor.Belki Mayalar'da bu tarz bir hesaplama ile böyle bir sonuca ulaşmış olabilir ki işaret ettikleri şeyler çok ince hesaplarla ulaşabilir sonuçlar.

Neden bilmiyorum (umarım hata değildir) ben o tarihte değilse bile o kadar yakında Dünyamızı çok farklı bir olayın beklediğini düşünüyorum.İlk aklıma gelende kuraklık yada sel.

Karamsar Kahin Nostradamus'da 2012'yi işaret etmiş ancak Dünya'nın sonu olarak değil,dünya nüfusunun yarısının yaşamını kaybettiği ciddi bir olay olarak yorumlamış.

Mayalar daha çok temizlenme,arınma gibi bir duyguyla yaklaşmış olaya ve Dünya'nın ciddi bir olay sonucu temizleneceği,kötülerden ve kötülüklerden arınıp Altın Çağ'ın başlayacağını söylemişler.Okuduğum kitaplarla da karıştırıyor olabilirim.Bu gibi konular üzerine çok okuyorum çünkü.Gizli Sırlar Öğretisi kitabında anlatım böyleydi

Sizlerin bu konuda ki 'dar olmayan' fikirlerinizi bekliyorum :) Dar olmayan diyorum çünkü eğer Allah okuyup değerlendirmemizi,doğru yolu kendimizin bulmasını istemeseydi bu beyni bize vermezdi.

Buyrun tartışalım :)

Foto:2012 film afişlerinden

Salı, Ocak 27

Mobilya Telaşı



Sevgili Lacheen'in düğün günü geri sayımını büyük bir keyif ve heyecanla beklerken aynısı başıma geldi.Mayıs ayı içinde hem ilişkimizin başlangıcı hemde canımımın doğumgünü olunca,bende bahar aylarına bayılınca Mayıs'ta evlenelim dedik.Dedikte zaten panik olan ben,uykuları kaçırdım.Resmen asker gibi gün saymaya başladım,işler,eşyalar,yerleşme telaşı vs vs hiçbirşey yetişmeyecek gibi geliyor.

Meğer ne heyecanlı bir olaymış bu böyle,elim ayağım birbine dolanıyor,ee benim saçım kısa nasıl yaptırıcam diye bile uykumu kaçıtabiliyorum :)) Tamamen kopmuş durumdayım anlayacağınız :)

Ben böyle panik olunca herşeyi 1 ay öncesinden ayarlayalım ki,ben huzura kavuşayım istedik.Gittik bu hafta yatak odamızı aldık.Şükürler olsun ki bir elmanın iki yarısı kadar uyumlu bir çiftizdir her konuda.Bu konuda da zevklerimiz bir olunca mağazada bir takım beğenip bu olsun diyoruz,kararsızlık olayını ortadan kaldırıyoruz ;)

Tüm evimizi minimal tarzda döşemek istediğimiz için eşyalarımızın bembeyaz ve olabildiğince sade olmasını tercih ediyoruz.(Nasıl temizleyeceğim ayrı bir konu :P)
Ben yatak odamda dolap üzerinde ayna olmamasına ve tek renk olmasına dikkat ettim.Evini bu tarz döşemek isteyenler için çok az alternatif var.Olanlarda ya istediğiniz gibi değil yada ateş pahası.

Fazla uzatmayayım,sonuç olarak bu hafta bir odamızı döşemiş olduk ve birkaç saatlik uykum geri geldi :)) Darısı diğer tüm eşyalara..

Evini bu tarz döşemek isteyen arkadaşlarım olursa diye ufak bir video eklemek istedim.Ben bir evleneyim,hepinize elimden geldiğinde yardımcı olacağım :))


Foto

Cuma, Ocak 23

Haftasonu Gülmecesi



Bu hafta evlilik hazırlıkları devam etti,okulu tatile girip takdir alan kuzenler tebrik edildi,annemin kabul günü için kekler-pastalar yapıldı,blog dostları gezildi yorumlar bırakıldı.Blog sayfam için deli gibi sade ve 3 kolunlu bir tema arandı ve sonuç=Güzeldi :)

Umarım sizlerinde haftası güzel geçmiştir.Bu hafta çok eğlenceli videolar izledim,birini sizlerle paylaşmak istedim.Yaratıcı fikirlerden hoşlananlar bunu kaçırmamalı.Ve haftasonu gülmecemizin vazgeçilmezi Yiğit ÖZGÜR! ;)


(Daha büyük görmek için üzerini tıklayınız)

Herkese harika bir haftasonu diliyorum :)

Salı, Ocak 20

Ve beraberiz =)


Özledim sizleri..Hemde çok..

Öyle uzak kaldım ki sayfamdan,artık blog ödülleri sayfalarından siteyi bulup gelenlerden başka ziyaretçim bile yok :) Ee kendi düşen ağlamaz dimi? Aslında sadece bu sayfada huzur bulduğu,gülümsediği için gelmeyen kimse için çabalamayı da doğru bulmuyorum.İnsanlar mutlu olduğu yerlerde olmalı..

Şu geçen 3 aydan sonra yavaş yavaş yerleşik hayata geçtim gibi.Çok uzatmak istemiyorum,sadece bir tercih yapmam gerekti,eşim ve kariyerim konusunda.Eşimi (nişanlımı) seçtim,istifamı verdim ve geri döndüm aynı şehre :) Düğün tarihimiz kısmen belli oldu gibi,dolayısıyla koşturmacalar başladı bile.Allah seven herkese bu güzel telaşı yaşatsın ;)

Gazze saldırıları nedeniyle hiçbirşey yazmak gelmiyordu içimden.Nice canlar gittekten sonrada olsa ateşkes ilan edildi.Neye yarar o ayrı..

Ama artık buralardayım demek için geldim size :) Yazılarım,haftasonu gülmecelerimiz aynen devam ediyoruz kaldığımız yerden..Bu tema bana uğursuzmu geldi nedir,sürekli kayboldum ortalıktan o geldiğinden beri,değiştirsekmi,ne dersiniz?

Herkesler hoşgeldi,hoşbulsun :)

Cuma, Ocak 9

STOP İSRAEL!!!!!



Böyle bir konuyla dönmeyi hiç istemezdim ama beni bu uykumdan uyandırabilecek tek şey ancak böyle bir olaydı.Bu anlamlı mim konusunu bana çok sevdiğim kardeşim Miray gönderdi

Ancak bir insanlık dramına sessiz kalmak beni insanlığımdan şüpheye düşürürdü.O nedenle hemen geçtim ekran başına.Bu katliamı yapanlar,dolaylıda olsa yine bizim canımızı yakanlar.Dünya'ya hükmettiklerini sanıp teröristleri besleyen ve bizim evlatlarımıza kurşun sıktıranlar!

Kendimce protesto ediyorum bazı şeyleri,bu katliamın başrolünde olan İsrail'in hiçbir malını almıyorum,hiçbir şekilde onlara para gidecek bir etkinlikte bulunmuyorum.Başbakanlık yada Konsolosluklara giden yazıların altına imza atıyorum.Mitinglere,yardım kermeslerine yürüyüşlere elimden geldiğince katılıyorum.

Ama yetmiyor!İçimden birşey hala haykırıyor,Şevval orada bebekler,suçsuz günahsız bedenler can verirken sen tv izliyorsun,sen sohbet ediyorsun,gülebiliyorsun SEN İNSANMISIN? diyorum kendi kendime.Çok çaresiz kalıyorum,bir kıyımı,oturup yemek yerken izleyebilir hale gelmemiz bana çok acı veriyor.

Dünyanın neresinde olursa olsun dil,din,ırk gözetmeden 'savaş' adı altında yaptığı bu katliama sessiz kalmak istemiyorum.Ki bu giden canlar benim aynı zamanda din kardeşim..

Bugün gittiğim mitingte öyle bir mektup okundu ki,canım yandı,gözlerimden gelen yaşları engelleyemedim.Türkiye'de okumuş bir Filistin'linin mektubuydu bu ve dün akşam yazıp medya kuruluşlarına mail atmış,orada su,elektrik,yiyecek tükenmiş,hastanelerdeki jeneratörler 24 saat içinde bitecekmiş ve diyaliz cihazlarına bağlı 400 hasta bugün ölümü bekliyormuş.Minicik bebekler yok yere can verirken susarsanız Filistin halkının hakkı size haram olsun diyor mektupta.Ki haklı!

Çok haklı!Onlar biz Çanakkale'de vatanımız için can verirken tüm altınlarını toplayıp bize yollamışlar ve biz elimiz kolumuz bağlı sadece izliyoruz.Tüm Dünya gibi!!!

Mitinglerde bağırıp,slogan atan insanlara hep şaşırırdım,sizi duyup bu duruma sonmu verecekler diye ama orada söylenen her söz dua yerine geçiyormuş ki en azından bunu yapmak istediğim için oradaydım.

Aynı dili,inancı yada fikri benimsemiyor olabilirsiniz ama lütfen savaş adı altında yapılan bu katliama sessiz kalmayın.BU KATİL ELLER BİRGÜN BİZEDE UZANABİLİR.Vicdanı sızlayabilen herkesi bu anlamlı mim konusuna davet ediyorum.

İnsan olduğumdan utanmak istemiyorum.LÜTFEN DUYARSIZ KALMAYIN!

Sevgiler..
 

blogger templates | Make Money Online