Salı, Ağustos 4

Benim olsanızaaaa


Sertab ERENER'e nasıl bir hayranlık içinde olduğumu bilenler vardır belki. Geçen gün facebookta Sezen AKSU ile düet yaptığı o konser görüntülerini görünce iptal oldum. İşi gücü bıraktım bir daha bir daha izledim,sesleri evi çınlattı yinede doyamadım. Dinlerken uzandım koltuğa ve düşündüm.Çok küçük şeylerden mutlu olabilen bir insanım şükürler olsun. Ama benimde herkes gibi hayallerimi süsleyen isteklerim var. Belki ulaşabilirim (ki ulaşabilirim bir kısmına) ama ulaşınca bu kadar cazip olmayacak artık. Ben bende ki bu hallerini çok seviyorum :)

En son eşim doğumgünümde elinde uzay üssü gibi bir telefonla gelince çıldırmıştım resmen. Hiç merakım yoktur son model telefonlara,işimi görsün yeter diyenlerdenim ama öyle zarif birşey ki içim titredi mutluluktan. Camı açıp 'kocamın bana aldığı şu zerafet timsaline bakııın,bu beniiiiimm' demek geldi ki kısmende yaptım bunu.Hemen anneme gittim herkesi öptüm kokladım sarıldım zıpladım zıpladım :))

Yattığım yerden Sertab'ımın rüya şarkısı ile daldım hayallere. Bir Sertab konseri biletim olsa,bir Şebo biletim olsa bir coldplay konseri biletim olsa.yihhuuuuuuuu süper olmazmıydıı ama o konser hiç bitmese.

Birgün bir zarf geçseydi elime herhangi bir şekilde içini bir açsaydım PRAG biletii,aman Allah'ııımmm arşimet gibi sokaklara koşmazmıydıım :P

Mesela kapıyı açtığımda evimin önüne park etmiş bir micra olsaydı bembeyaz ama bembeyaz rüya gibi olsaydı. Biri kenardan bana bir anahtar uzatsa ve 'bu senin' deseydi fiiiiiiiiiiiiiiiiiiuuuuuuuuuuuuuu kaportaya çıkar zıplardım sevincimden :)))
(Sevgilim içinde Bugatti lütfeeen) :P

Sabah bir uyansaydım,uyku sersemliği ile odama bir dolap konduğunu görseydim, şaşkınlıkla kapağını açtığımda üzerime elbiseler dökülseydi. Renk renk boy boy desen desen sayısız elbise. Sabah öğlen akşam ayrı elbiseler giyer gezerdim. Hatta saat başı değiştirirdim. Beverly Hills çizgi filmindeki gibi içine girdiğinizde saç ve makyaj yapan bir makinaya da hayır demezdim doğrusu.

Markette dalgın daldın alışveriş yaparken bisküvi reyonunda Ülker Hanımeller Asortinin içindeki dikdörtgen şekerli bisküvinin (ben kendisine etli diyorum,ne alaka demeyin,Şevvalce) kocamaaaan bir paketle tek başına üretildiğini görseydim ve tüm market arabasını onunla doldurup evde ağzım burnum birbirine karışıncaya kadar yeseydim

Bir sabah uyansaydım ve eşimin bana bakınca gözleri kamaşsaydı,'waooowww o parlayan cildinmii' deseydi,öyle bebek gibi pembe beyaz ve duru olsaydı ki görenler bir daha dönüp dönüp baksaydı.

Puuff şarkıda bitti,ben yemek yapmaya gidiyorum dostlar. Heee bu arada bana hissettirdiklerin için seni her seferinde dahada çok seviyorum Sertab'ım. Teşekkürler ;)

imza: Külkedisi :P [Üzülmeyin yahu bunlar şımarıklıklarım,ben zaten mutluyum ;)]

Pazartesi, Ağustos 3

Marmara'm!



Hu huu biz geldik ey blog alemi :) 1 haftadır Marmara Adası sınırlarında balayındaydık.
Bol güneş,bol deniz ve bol müzikli bir tatildi.

Tatil için Marmara Adası'nı seçtik çünkü amacımız sakin,huzur dolu bir tatildi.Öyle de oldu.

Marmara Adası'nı bilmeyenler için birazcık anlatmak isterim. Çünkü biz her yıl tatil için bir yer düşünürken çok zorlanıyoruz illa birilerinin fikrini almak istiyoruz. Bende kısa kısa size Marmara Adası'ndan söz etmeye çalışayım.

Bildiğim kadarıyla marmara denizindeki en büyük ada. Avşa adasını mutlaka duymuşsunuzdur. Marmara'da Avşa'ya oldukça yakın. İki ada birbirinden her anlamda çok farklı. Avşa eğlence,gece hayatı ve alkol ile anılırken,Marmara Adası sakinliği,sükuneti ve Dünya'nın nem olmayan iki adasından biri olma özelliği ile anılıyor.

Gerçekten adada nem oranı çok düşük.Bu sıcağa rağmen hiç terlemedik bunalmadık. Ada İstanbul'a 2 saat uzaklıkta İDO ve özel feribot seferleri var.

Yaz bitmeden bir haftasonu kaçamak yapmak için bence ideal.Size tavsiyem araba ile gitmemeniz. Çünkü adada her yer çok yakın ve her yere taksi ve tekne seferleri var. Arabaya hiç ihtiyaç olmuyor.

Ada halkı inanılmaz temiz,bozulmamış insanlar. Çok sıcakkanlılar hemen kırk yıllık ahbap gibi samimi olabiliyorsunuz. Ada'da gençler için diskolar eğlence merkezleri var. Ve her yer çok seçkin. Bayan bayana bile huzurunuz kaçmadan tatil yapabileceğiniz bir ortamı var.

Ben alkol almadığım için ve zamanımı eşimle geçirmek istediğim için hiç diskoya gitmedim ama ortamını gördüm gayet güzel temiz.

Denizi gerçekten harika. Ada halkı ile yaptığım sohbetlerde denizin en güzel zamanının Temmuz ayı olduğunu öğrendim. Haziran ve Ağustos aylarında zaman zaman deniz anaları gelebiliyormuş. Ama biz oradayken iskeleden denizin dibini görebileceğim kadar berraktı su ve çok rahat girdim denize.

Ada'da her ortamdan,her düşünce tarzından insan mevcut ama herkes birbirine çok saygılı. Aynı plajda minicik bikinisiyle denize giren bir bayanda tesettür mayosuyla denize giren bir bayanda huzurlu. Kimse kimseyi tenkit etmiyor. Bu açıdan çok saygı duydum.



Fırsat buldukça Marmara Adasına gitmeye çalışacağım öyle çok sevdim ki. Zaten halkıda bağımlılık yaratacağı konusunda beni uyarmıştı :)) İlk tatilimizde Bozcaada'ya gideceğiz,orada değirmenler altında gün batımı izlemenin çok methini duydum çünkü :) Sonra yeniden Marmara.

Bilgi almak isteyen arkadaşlarım olursa bilgim dahilinde yardımcı olmak isterim. Hatta isterim ki her blogcu dost gittiği yerden az çok söz etsin ki hepimiz bilgi sahibi olalım :)

Foto 1: Eşimin objektifinden Ada manzarası
Foto 2: Elinden makinasını düşürmeyen eşimin gözünden ben :))
 

blogger templates | Make Money Online