Perşembe, Şubat 26

İşitme Kayıplılara Müjde! =)


Ne yazık ki bazı şeyler birileri bizi uyandırmadan aklımıza gelmiyor. Benimde işitme kayıplı insanların dizi ve filmleri duyamıyor oluşu hiç aklıma gelmemişti doğrusu.Ta ki Delfinam'ın şu yazısını okuyana kadar.

Bende sürekli yabancı dizi izlediğim için alt yazı indiriyorum ve çevirilerini çok beğendiğim bir site olan Divx Planet harika bir iş daha gerçekleştirmiş.

Siteye şimdi de işitme kayıplı arkadaşlarımız için Türkçe film ve dizilerinde alt yazıları eklenmiş. Bu duyarlı ve güzel fikir için Divx Planet Yönetimini yürekten kutlarım. Bu alt yazılara ulaşmak isteyen dostlarımız Delfinam'ın yazısından yararlanabilirler,oldukça kapsamlı biçimde anlatmış.

Her anlamda daha düşünceli ve duyarlı bir toplum olmamız dileğiyle..

*Delfinam iki gündür çok hasta olduğum için yazım gecikti,üzgünüm. Sevgiler :)

Cumartesi, Şubat 21

Tutkum!



Dün gece öyle yorgundum ki bu sabah tatil olmasınında verdiği huzurla 11e kadar uyumalıyım modunda yattım. Sabah harika bir sesle açtım gözlerimi. Coldplay-Fix You!

Saat 8.30! Kardeşimi mutfakta mis gibi kokan cappuccino hazırlarken buldum,müziği son ses açmış bu şarkıyı dinliyor. Son günlerde huzurla uyuyup,uyanmak nedir unutmuşum :) Bu sabah çok erken uyanmama rağmen bunu hatırlamaktan dolayı öyle mutluyum ki..

Sonra pencereden baktım,deli gibi yağan karı ve her yerin bembeyaz olduğunu görünce hayranlıkla bakakaldım. Çünkü artık bilmeyen kalmadı,ben TUTKUNUM BEYAZ'a!!



Ardından oturdum pc başına elimde kahvem,blog dostlarımı gezinirken yurtdışında yaşayan bir dostumun,Nilüfer'imin eklediği bahar dalı fotolarını gördüm. Ki en sevdiğim çiçektir. Yine hayranlıkla baktım kaldım bi süre. Yine içim huzurla doldu,yine beyazdı..

Eğer aşk insanın içinde kelebekler uçuşturuyorsa,aptallaşmış gözlerle baktırıyorsa,ciğerleri bol oksijenle dolmuş hissi veriyorsa işte ben aşığım bu BEYAZ ve HUZUR'a!

Bu yazımıda büyük aşklarımla beraber cam kenarından yazıyorum size :)

Herkese harika bir haftasonu dilerim!

*Bahar dalı fotosu Nilüferciğime aittir.

Pazartesi, Şubat 16

Küçük bir hatırlatma!

Arkadaşlar bu akşam bloğuma göz atayım diye girdiğimde sevvalelifsolmaz.com host adresimin süresinin dolduğunu gördüm. Uzun zamandır bunun üzerinde düşünüyordum ve yenilememeye karar verdim. Çünkü host üzerinden yayın yapınca iş birazda ticarete,dolayısıyla hırsa dönüyor. Ben bu adresimle ödül aldım,bana şans getirdi buradan devam ediyorum.

Bilginize.. :)

Çarşamba, Şubat 11

:: Hayat Senin Elinde! ::


Kış akşamlarında evinize kapanıp kalıyor,sıkıntıdan patlıyorsanız çok eğlenceli bir önerim var. Sitedesite!

Ben yaklaşık bir hafta önce şu konuma bırakılan yorum sayesinde tanıştım siteyle.Ve o günden beri müptela oldum.Açıkcası ilk giriş yaptığımda çok basit ve gereksiz görünmüştü gözüme.Üyelerin yaşlarına bakıp şaştığım bile oldu çünkü herkes 20 li ve 30 lu yaşlarındaydı.Merak ettim girdim,başladım oynamaya.O günden beri de dışarı çıkınca bile koşa koşa eve gelip başına oturuyorum :)) Kesinlikle düşündüğüm gibi değilmiş.Ayrıca Türk yapımı bir oyun olduğu için özellikle desteklemek istedim.

Bir kere ortamı çok sıcak ve keyifli.Çok seviyeli olması nedeniyle bayanlar için harika bir alternatif.Biraz oyundan söz etmem gerekirse bir site var ve içinde çeşitli apartmanlar bulunuyor.Üye olduğunuz anda bir daire sahibi oluyorsunuz.Belli aralıklarla kiralık dükkan ilanları veriliyor ve dükkan kiralayıp dilediğiniz ürünü,dilediğiniz fiyata satabiliyorsunuz.Dükkanlara kulüplere üye olabiliyorsunuz.Yakında gün bile yapıyoruz :)) Amaç para ve puan kazanmak :)

Eğer bende geliyorum Şevval diyorsanız sitede beni bulun,size seve seve yardımcı olurum :)

Şimdi dükkanımın başına gitmeliyim :P

Sevgiyle..

Pazartesi, Şubat 9

Atama Sevinciii


Bugün çocuklar gibi şenim,sabah yeniden öğretmenliğe döneceğimi haber veren sesle uyandım güne.

Uzunca bir süre ara verdiğim öğretmenlik mesleğime dönmek için dilekçe vermiştim bir süre önce.Eş durumumdan dolayı şehir merkezine atama istedim ama olması bile mucizeyken yine de vereyim dedim :)

Veee sabah şehir merkezine,hemde stajımı yaptığım okula atandığımı duydum.Nasıl bir sevinç inanamazsınız.Tüm sülale tek tek arandı :)) Çocuklarıma,miniklerime kavuşmanın ayrı bir heyecanı var tabii,yarın göreve başlıyorum ve ilkokula başlayacak çocuklar gibiyim. Neler giyeceğimi bile hazırladım :)))

Çok heyecanlıyım çoook,güzel dileklerinizi benden esirgemeyin.Miniklerle ilgili haberleri en kısa zamanda fotoları ile buraya ekleyeceğim :)

Sevgiyle..

Pazar, Şubat 8

Mr.Monk ve Endişe Nöbetlerim


Dizilerimiz ağalı,töreli,karışık ilişkilerin olduğu,ahlakdışı olayların prim yaptığı bir hal aldığından bu yana CNBC-E dizilerini izliyorum.Her hafta düzenli takip edemediğim için sezonluk olarak cdlerini alıp boş zamanlarımda kafama göre takılıyorum.Ve bundan büyük keyif alıyorum.

İzlediğim diziler Lost,Heroes,How ı meet your mother,Ghost whisperer gibi diziler.Şimdi de teyzemin önerisi ile Monk izliyorum.Arkası yarın türünde olmadığı için,izlemek daha bir keyifli oluyor bir bölümde bir konuyu bitirmiş oluyorsunuz :)

Ben bu Adrian MONK'a bayıldım.Ölmesine rağmen eşine bu kadar bağlı -ve hatta bağımlı- bir adam olamaz.Çok sevimli.Kısaca söz etmem gerekirse obsesif kompulsif bozuklukları olan,hatta hayatını bu takıntıların esir aldığı,ancak işinde en iyisi bir dedektif.Hangi ipuçlarından yola çıkarak olayı çözdüğünü görseniz sizde benim gibi 'yuuh' dersiniz :)

Ancak çok severek izlememe rağmen Monk izlemenin bünyeye bazı zararları var.Bunları sıralamam gerekirse;

-Her ayrıntıya normalden 2-3 kat daha fazla dikkat ediyorsunuz.Hiçbirşeyi kaçırmak istemez gibi bir hal alıyorsunuz.

-Bazı insanların elini sıktıktan sonra içinizde 'hemen koş yıkaaa' diyen ve sürekli susturduğunuz o ses daha bir gür çıkar hale geliyor :)

-Bazı sebeplere bağlı endişeler yaşıyorsanız (mesela benimki yaklaşan düğünüm) ve saçma sapan sebeplerle kaçan uykularınıza,dayak yemiş gibi yorgun olarak yataktan kalkışınıza anlam veremiyorsanız ipuçlarını takip ederek -az çokta psikoloji bilginizle- bir tür anksiyete bozukluğu yaşadığınızı anlıyorsunuz.Ki ben bunu keşfedince tüm gün ağladım :))

Kahvaltı esnasında birden,uykumun arasında şiddetli bir yağmur yağdığını duyarak 'eğer üst balkona yine deli gibi su dolarsa içeri girecek ve herşey ıslanacak',hatta abartıp 'ya balkon çökerse' gibi endişe ettiğimi,bu sebeple uykumu kaçırdığımı hatırlayınca 'eyvaaah' dedim ve hemen soluğu nette aldım.Araştırdım.En yalın anlatımıyla insanların hayatının bir döneminde yaşadığı endişe ve kaygı sonucu kafalarında oluşan aşırılaşmış endişeler olduğunu keşfettim.

Şu düğün işim bir bitsin,geçmiş olsun yazılarınız için ayrı sayfa açacağım :P

Ben gazetelerime ve e-kitap arayışlarıma dönerken hepinize iyi haftasonları diliyorum.Az endişe bol huzur. Sloganım bu! :)

Haa unutmadan Monk izlemek isterseniz sanırım şurada mevcut :)

Sevgiyle..

Cuma, Şubat 6

Anı



Uzay HEPARI anısına yapılmış albümdeki şarkıları dinlerken yine geçmişe gittim.Birbirinden güzel ve unutulmaz şarkılara imza atmış nur içinde yatsın..

Bende böyle bir hastalık var,eski şarkılara delice bağlıyım.Ara ara ruhuma nostalji ziyafeti veriyorum.Özellikle çocukluğumun şarkılarına müptelayım.

Öyle bir his ki bu,tarif etmeye çalışırsam,içimdeki kocaman,güneşli ama bomboş bir odanın kapıları açılıyor ve içeri girdiğimde tatlı bir meltem karşılıyor beni.O güneş iliklerime işliyor ama içimdeki hüzünde baki kalıyor.İşte bunun gibi bir duygu :)

Bu nedenle özellikle 90'ların slowlarından oluşan bir arşiv yapmayı planlıyorum.Bir çoğu var ancak kaset tabiki,onları cd haline getirmek biraz zaman alacak bir işlem.Kasetler zamanla çürüdüğü için benim gibi meraklılarındansanız mutlaka cdlere kaydedin.

Bugün Uzay HEPARI için hazırlanan albüm beni çook uzaklara götürdü.Bir sürü ben gördüm dinlerken şarkıları.Bir otobüste hem ağlayıp hem msj yazan ben,bir şehirden bir şehire giderken terkettiğim evin kapısında bıraktığım terliklere bakıp ağlayan ben (ki bir terlikte çok anım gizliydi) Bir İstanbul sabahında nereye gittiğimi bile bilmeden durakta otobüs bekleyen ben.Bir sürü ben var bu şarkılarda.İyi kötü ama unutmak istemeyeceğim bir sürü ben :)

Ben bu şarkılarla mest olmaya devam ederken,size de bir tanesini bırakıyorum.

Sevgiyle..


Biçare - Demet Sagiroglu

Not:Bu albüme sahip olmanızı şiddetle öneririm.Uzay HEPARI-Sonsuza!

Pazartesi, Şubat 2

Seni Seviyorum Beyaz!


Haftasonu dekorasyon dergilerimi karıştırırken canımıma döndüm ve şöyle dedim;

-Keşke Beyaz benim arkadaşım olsa!

Canımım önce kısa bir şaşkınlık yaşadı,sonra sanatçı Beyazıt ÖZTÜRK'ten bahsettiğimi sandı.Ardından bir dergiye bir bana bakınca ve ne manyak olduğumu bildiğinden anladı durumu ve benim deliliklerime verdiği tepkilerden birini verdi :))

Sizde de böyle şeyler oluyormu diye merak ettiğimden yazıyorum bu yazıyı.Ben çocukluğumdan beri sayılara,günlere vs duygular yüklerim.Mesela 9 sayısını asil bulurum,5 yorgun,7 sönük gibi :)) Pazar günleri kendini beğenmiştir,Salı karizmatik :))) Bu gibi şeyler işte.Beyaz aşığı olduğum içinde 'beyaz keşke benim arkadaşım olsa' dedim çıktım işin içinden :)) Üstüne sıralamaya başladım 'Vanilya'da arkadaşım olsa,life in mono şarkısı'da,rengarenk kırlentlerde bla bla bla.....'

Sanırım evde yalnızlık çekiyorum :)))

Blog Ödülleri ve Sponsorlar



Blog sahiplerinin yakından bildiği,geçen yıl ilki düzenlenen Blog Ödülleri yarışmasında sayfamızın kazanılmış bir birinciliği var.Yarışma sonrasında bizlere bazı ödüller verildi.

Birbirinden güzel ve eğitici kitaplar,Troya gösterisine 2 kişilik bilet,Windows Vista Orjinal ve 1 yıllık Dijital Age dergi üyeliği.

Her biri için sponsorlara ve yarışmayı emek verip düzenleyen arkadaşlarıma yeniden teşekkür ediyorum :) Bu ödüllerden öte bizim için gecenin ayrı bir önemi vardı.Canımımın doğumgünü akşamında aldım ben bu ödülü ve bizim için unutulmaz bir hatıra oldu :)

Ödüllerimin hepsini aldım,bazılarını kullandım,okudum.Ancak içlerinde bir ödül vardı ki açıkcası çok emin değildim alırken 1 yıl boyunca elime ulaşacağına.Ki ödüllerin çok üstünde durmadığım için unuttum gitti bu ödülü.1.ay dolduğunda postacı Digital Age dergimi getirdiğinde çok şaşırdım ve çok mutlu oldum.

Yaklaşık 8 ay geçti ve dergim her ay düzenli olarak elime ulaştı.İçeriği gerçekten çok kaliteli ve dopdolu.Bunun yanında verilen bir söze bu derece riayet etmeleri gerçekten takdir edilecek bir durum.

Bloğumu okularmı bilmiyorum ama ben buradan Digital Age dergisi çalışanlarına,Genel yayın yönetmeni Pelin ÖZKAN'a sonsuz teşekkür ederim.

1 yıl bitiminde de dergiyi almaya devam edeceğimi bilmenizi isterim,çünkü nette amatör yada profesyonel zaman geçiren herkesin takip etmesi gerektiğine inandığım konular işleniyor.Canımım içinde ayrı bir güzelliği var,teknoloji anlamında da dopdolu bir dergi.Hepinize içtenlikle tavsiye ediyorum :)

Teşekkürler Digital Age!

Unutmadan bu yıl ki blog ödüllerine ben katılmayı planlamıyorum ama anketler yavaştan başlamış,ilginizi çekerse mutlaka oylayın derim :)

Not:Bu yıl aynı gün inşallah nikah masasında olacağım ama fotolara baktım da ne şişkoymuşum o ara yahu,gelinlik için biraz daha kilo versemmi ne :S
 

blogger templates | Make Money Online